20.04.2020, 13:29 1261

Abdominal Aort Anevrizması (AAA)

Anevrizmalar tedavi edilmediğinde ölüm sebebi olan, açık cerrahi ve endovasküler (kapalı) yöntemle tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Arterin yani atardamarın normal çapına göre %50 ve üzeri kalıcı, lokalize genişlemesi ifadesi günümüzdeki anevrizma tanımıdır. Aort anevrizmaları arasında en sık tutulum infrarenal( böbrek arterlerinin altı) bölgedir. Farklı ülkelerde 65-74 yaş aralığındaki görülme sıklığı erkeklerde %1.3-3.3 bildirilmektedir. Altmış yaş üstü kadınlarda ise % 0.7’dir.

Etiyolojik (nedeni) faktör ne olursa olsun anevrizmaların kaçınılmaz sonu rüptürdür (anevrizmanın yırtılıp patlaması) ve yaşamla bağdaşmaz. Her yaşta görülse de, genelde ileri yaş (sıklıkla 60 yaş üzeri) hastalığıdır.  Anevrizma çapı, yapısal özellikleri, kronik obstruktif akciğer hastalığı, hipertansiyon, sigara içiciliği, kadın cinsiyet ve aile hikayesi rüptür riskini arttıran faktörlerdir.

65 yaş üstü tüm erkeklerde, aynı yaş grubu kadın-erkeklerde sigara içenlerde ve aile öyküsü olanlarda ultrasonografi (USG) ile tarama yapılması önerilmektedir. Ülkemizde de, “içinizdeki balon” kampanyası, 2016 yılında Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği tarafından toplumda AAA’na yönelik farkındalık yaratmak ve toplumu bilgilendirmek amacıyla başlatılmış bir kampanyadır. AAA klinik olarak sessizdir. Semptomatik hastalarda karın veya sırt ağrısı, komplikasyonlara bağlı yakınmalar veya rüptür varsa batında gerginlik ve ağrıdan şoka kadar varan dramatik bir tablo olabilir.

Ultrasonografi küçük AAA tanı ve izleminde ilk başvurulması gereken noninvaziv tetkik olup, esas tanı ve girişim stratejisi belirlemek için Bilgisayarlı Tomografi (BTA) altın standarttır.

Günümüzde kılavuzlarda elektif tamir için önerilen abdominal aorta çapı erkeklerde 5,5 cm, kadın hastalarda ise 5,0 cm ve üzeridir. Özel durum olarak; semptomatik hasta,  sakküler anatomik yapı veya 12 aylık büyüme hızı 10 mm veya fazla ise artan rüptür riski sebebiyle çaptan bağımsız olarak girişim endikasyonu vardır.

Abdominal aortik anevrizmalarında ilk modern cerrahi Charles Dubost tarafından 1951de, ilk endovasküler girişim (EVAR) ise Parodi ve Palmaz tarafından 1990da yapılmıştır. Önce yüksek riskli hastalarda başlayan endovasküler yolculuk, gelişen teknoloji ve artan tecrübe ile birlikte, kısa hastane kalış süreleri, küçük kesilerle hasta beklentilerini de karşılaması sonrası günümüzde anatomik uygunlukta ilk seçenek haline gelmiştir. Aortik anevrizmalarda günümüzde %70 üzerinde endovasküler girişim yapılmaktadır. Hibrid ameliyathane şartlarında yapılması, açık cerrahiye dönme riski nedeniyle önemlidir.

Elektif infrarenal AAA açık cerrahi girişimin mortalitesi günümüzde merkezin hacmi ve cerrahi ekibin tecrübesi ile alakalı olarak %1-8 arasındadır. Açık cerrahi girişimin avantajı greft yetersizliğinin düşük olmasıdır. Erken dönemde EVAR üstün sonuçlara sahip olsa da, orta ve uzun dönemde açık cerrahi ile benzer sonuçlara sahiptir.

EVAR girişimleri potansiyel komplikasyonlara sahiptir ve işlem sonrası izlem gerektirir. Takiptede BTA ve hastanın durumuna göre renkli dopler ultrasonografi kullanılmaktadır.

Sonuç olarak; AAA da öncelikle anevrizma büyümesini engellemeye yönelik medikal tedavi, sigaranın bırakılması, anevrizma girişim gerektiren büyüklüğe geldiyse hastanın hem endovasküler, hem de açık cerrahinin yapıldığı yüksek hacimli merkezlere ve Kalp ve Damar Cerrahi uzmanına başvurması, hastaya mevcut tedavilerin avantaj-dezavantajları sunularak en uygun tedavinin gerçekleştirilmesi hayat kurtarıcıdır. Sağlıkla kalın.. 

Doç. Dr. Hakkı Zafer İŞCAN

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı

Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Günün Karikatürü Tümü

Gelişmelerden Haberdar Olun

@