Çocuklarda Koronavirüs Enfeksiyonu (COVID-19)
İlk kez Ocak 2020 de tanımlanmasına karşın SARS-CoV-2 (COVID-19), 100 den fazla ülkede 250 binden fazla vaka sayısına ulaşarak dünya çapında bir salgın haline gelmiştir. İlk veriler çocukların bu enfeksiyonlardan çok daha az etkilendiklerini söylese de ilerleyen zamanlarda dünyanın değişik ülkelerinden gelen genç yaşta ölüm haberleri çocuklarla ilgili durumu tekrar değerlendirmek gerekliliğini ortaya koydu.
Özellikle Norveç’te solunum yolları enfeksiyonları nedeniyle yatırılan çocukların %10’unda koronavirüs saptanması asemptomatik çocukların genelde test yapılmadığı da göz önüne alınırsa çocuklarda bu hastalığın tahmin edilenden daha sık olduğunu düşündürdü.
Çocukların COVID-19 salgınındaki daha fazla dikkati çeken kısmı ise yayılmasına olan katkılarıdır. Çocukların bir çoğunun hastalığı hiçbir bulgu olmadan geçirmesi yanında, birçok çocuk alt solunum yolu enfeksiyonları yerine üst solunum yollarında (ağız, yutak, gırtlak) taşıyıcı olarak bulundurmaktadırlar. Başka bir faktör de virüsün gaita ve dışkıda saptanmış olması nedeniyle tuvalet eğitimi henüz almamış çocukların okul kreş gibi toplumsal alanlarda bulunması yayılımda önemli bir yol olmaktadır.
Anneden bebeğe geçiş kanıtlanmamakla birlikte COVID-19 pozitif birçok annenin bebeği doğumdan hemen sonra izole edilmiş ve ayrılmışlardır.
Çocuklarda hastalık kendisini erişkinlerdekine benzer şekilde ateş, öksürük boğaz ağrısı hapşırık ve burun akıntısı şeklinde gösteriyor. Hastaların ancak binde altısı (%0,6) ileri düzeyde solunum yetersizliğine ilerliyor. Tanı yine erişkinde olduğu gibi, boğaz ve burundan alınan sürüntüde bakılan PCR testi ile konulmaktadır.
Genel olarak virüsün çocuklarda daha hafif seyretme nedeni olarak virüsün akciğerlerde tutunmasına neden olan ACE2 reseptörlerinin sayısının erişkinlere göre az olması nedeniyle olduğu düşünülüyor.
Son dönemde tarama testlerinin yaygınlığının artması ve hastalığın tüm dünyada bir pandemi haline gelmesinden sonra dünyanın çeşitli yerlerinden genç yaşta ölüm haberleri basında yer almakta. Virüs aslında altta yatan hastalığı olan ve bağışıklık sistemi yetersiz olan insanlarda ağır seyreden bir hastalık şeklinde görünüyor. En önemli risk faktörleri arasında ise kronik akciğer hastalıkları ve yüksek tansiyon, diabet (şeker hastalığı) bulunması gösteriliyor. Çocukluk çağında ağır astımı ve yüksek tansiyonu olan hastaların da bu durumda diğer çocuklara göre hastalığı daha ağır atlatma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca henüz tanı almamış astım, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan çocukları da düşünecek olursak, çocukları için de henüz hakkında her gün yeni şeyler öğrendiğimiz bir hastalık ve salgın konusunda uyanık olmaları, sosyal izolasyon ve el yıkama alışkanlıklarının ön plana çıkartılması gerekmektedir.
Virüse karşı en önemli savunma sistemi olan bağışıklık sistemini güçlü tutmak da başka bir önemli konu olup çocuklar için de dikkat edilmesi gerekli bir husus. Bu dönemde çocukların uyku düzenlerinin bozulmaması iyi beslenmeleri ve bol sıvı tüketmeleri gerektiği, ayrıca eksik ise, çinko,D ve C vitamini takviyelerini almaları gerekliliğini de belirtmek gerekli.
Prof. Dr. Ender Ödemiş
Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.